impraegnatio, -onis
Dolu olma, emmiş olma.
Dolu olma, emmiş olma.
Doygunlaştırmak, doymuş hale getirmek; gebe bırakamk.
İz, başka bir oluşumun, bir kemik ya da organın yüzeyinde meydana getirdiği çukur
Olağanüstü, olağan dışı, sıra dışı.
Karaciğerin diyafram yüzünde kalbe karşılık gelen çöküntü
İmparator.
Akciğerlerin içyan yüzlerindeki kalbe bağlı çöküntü
Tamamlanmamış, eksik.
Karaciğerin sağ lo-bunun viseral yüzünde transvers kolonun başlangıç yeri çöküntüsü
Doğal bir açıklığın doğuştan kapak olması