fetus, (foetus), -us (L)
Dölüt; sekizinci haftanın sonundan doğuma kadar geçen süre, yavrularını canlı olarak doğuran hayvanlarda oğulcuk döneminden doğuma kadar geçen süreyi tanımlayan terim
Dölüt; sekizinci haftanın sonundan doğuma kadar geçen süre, yavrularını canlı olarak doğuran hayvanlarda oğulcuk döneminden doğuma kadar geçen süreyi tanımlayan terim
Anne karnında öldükten sonra uzun süre orada kalmasına bağlı mumyalanmış gibi bir görünüm kazanmış olan dölüt.
Taşımak, kaldırmak, üzerinde bu-lundurmak, getirmek, meydana getirmek, -e neden olmak, üretmek, ürün vermek, sonuç vermek, -e yol açmak; taşıyıcı, taşıyan, yapan, meydana getiren, oluşturan anlamları veren sonek.
Döllenebilir, döllenen; verimli, üretken, doğurgan.
Sfınkter üretra ve derin transvers perineal kasların üst yüzlerini saran akzar.
İki beyin yarı küresi arasındaki duramater kıvrımı, falks serebri.
Yapmak, üretmek, kurmak, çatmak, dikmek.
İvdirmek, acele ettirmek, sıkıştırmak; çıkıntı yapmak, dışarı atmak; süresi dolmak; dışarı akmak.
Yalancı kızamıkçık, döküntüleri; kızamıkçığı andıran; boyun akkan düğümlerinin büyümesi ve ateşle belirgin hastalık. Döküntüler 2-3 gün sürer ve iz bırakmadan kaybolur. Genellikle 6 ayla 2 yaş arasındakilerde görülmesiyle ayrılır.
Çocuklarda süreğen eksfolyatif dermatitis ve saçlı derinin seboreik dermatiti.