anaemicus, -a, -um
Kansızlık.
Kansızlık.
Kansızlık, hemoglobin miktarının desilitrede 11 gramın altına düşmesi.
Ampul biçimindeki şişkinlik; galenikte ampul, şişe; Latince iki kulplu şişe; bir kanalın başlangıç ya da bitiş bölümlerindeki kese biçimindeki genişleme, küçük kavanoz, küçük küp.
Asyalılarda özellikle Malay yerlilerinde görülen bir depresyon döneminden sonra önüne çıkan kişiyi öldürme isteği ile belirgin ruhsal bozukluk.
Bellek yitimi, ya da zayıflığı; hafıza kaybı, unutkanlık.
Adet kanamalarının olmayışı, âdet kanamalarının normal olmayan biçimde kesilmesi.
Boşluk, oyuk, kayık; kanal ya da oluk.
Kanal; oyuk; boşluk anlamı veren önek.
Sözcük olarak sepilenmiş deri sarısı; beyaza bakan sarı.
Febril hastalıklar sırasında ortaya çıkan kellik.