cyclopia, -ae (Y)
Tepegözlük; birleşmiş olan göz yuvasında tek gözle doğan; tepegöz.
Tepegözlük; birleşmiş olan göz yuvasında tek gözle doğan; tepegöz.
Bekçi, koruyucu, gözcü, nöbetçi, muhafız.
Özen göstermek, üstüne titremek, biri için acı çekmek; birisi için endişe duyma, ilgilenmek, göz kulak olmak.
Nezle, burun mukozası iltihabı nedeniyle aşırı salgı oluşumu, göz yaşarması, kırıldık ve bitkinlikle belirgin hastalık.
Göz küresinde mercekle retina arasını dolduran saydam jel.
Göz merceğinin uyumuyla ilgiki bir grup kası ve irisin atardamar halkasını içeren doku.
Göz yuvasın-daki yağ kitlesi
Gözbebeği anlamı veren önek.
Gözbebeği.
Kornea, gözün bağdokusal kılıfının saydam ön bölümü, saydam tabaka; boynuzsu tabaka