anamnesis, -is
Bellek; anımsama, hatırlama; gelişen anımsama; bir olayın oluş hikayesi; hastanın tıbbi öyküsü, hasta hikayesi, anamnez.
Bellek; anımsama, hatırlama; gelişen anımsama; bir olayın oluş hikayesi; hastanın tıbbi öyküsü, hasta hikayesi, anamnez.
Duyusuzluk, uyuşturum; duyu kavbı; sinir lezyonları, yerel ve genel anestezik etkisiyle vücudun tümünde ya da belirli bölümünde duyulanımın ortadan kalkması.
Belden yapışık ikizler.
Belden yapışık ikizler.
Tırmanma; hastalığın ağırlaşması; hastalık belirtilerinin arttığı devre; hastalığın ilk dönemi.
Asyalılarda özellikle Malay yerlilerinde görülen bir depresyon döneminden sonra önüne çıkan kişiyi öldürme isteği ile belirgin ruhsal bozukluk.
Bellek yitimi, ya da zayıflığı; hafıza kaybı, unutkanlık.
İdrarda fenil pirüvik asit çıkmasıyla belirgin otozomal çekinik hstalığa bağlı ileri derecede zeka geriliği.
Belirli olmayan; iki taraflı; iki şeye de benzeyen; iki arada, iki arada kalan, kuşkulu, şüpheli, gezinen, dolaşan, tereddütlü.
Temporal çizginin gerilemesi ile belirgin erkek türü saç dökülmesi.