keratodermia, -ae(Y)
Deride boynuzsu tabakanın kalınlaşmasıyla belirgin durum.
Deride boynuzsu tabakanın kalınlaşmasıyla belirgin durum.
Hastalık, iltihap, yangı, belirli bir bölümün hastalığı anlamları veren sonek.
Kan akımının kesilmesine bağlı geçici kansızlık, belirli bir bölgenin kansız kalması, iskemi.
Deri yüzeylerinde ya da yüzeyel mukoza bölgelerinde kızarıklık ya da iltihaplanmalarla belirgin durum.
Glabella (iki kaş arası)
Doğumdan sonra kabarcıkların oluşumu, hiperpigmente çizgilenmelerle iyileşerek mermersi bir görünüm oluşturmasıyla belirgin kalıtsal durum
Nevüs, göz, sinir ve iskelet sistemi anormallikleri ile birlikte olan kalıtsal hipopigmente makûllerle belirgin bir durum.
İşaret, belirti, belirtmek, göstermek, ölçüt, bir ölçümün diğerine göre oranını belirleyen değer, bir ölçüm sonucunun standart değerle karşılaştırıl-masıyla elde edilen sayısal oran, dizin; işaret parmağı.
Gösterme, belirtme, hastalıkta uygun tedavi şeklini gösterme.
Belirleyici, belirten, gösteren, gösterge.