Adventicius, -a, -um
Dışardan gelmiş, yabancı; normal dışı, olağandışı, kazara, rastlantısal.
Dışardan gelmiş, yabancı; normal dışı, olağandışı, kazara, rastlantısal.
Hafif yanmış, kısmen yanmış; yanık.
Çengel biçiminde; içe bükük.
Erişkin, yetişkin, olgunlaşmış.
Erişkinlik, yetişkinlik; erginlik.
Sahte; karışmış, saflığı bozulmuş, katıştırılmış.
Yükselen.
Daraltıcı, büzücü, bu-ruşturucu; doku büzücü, damar büzücü, bazı giriş deliklerinin büzülmesini sağlayan etken.
Çıkan, yükselen.
Böbrek üstü bezi işlev etkinliğine bağlı işlevsel etkinlik artımı; adrenal hiperplazi ya da adrenal hormon salgılayan tümörlere bağlı zamansız olarak puberte belirtilerinin görülmesi.